CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'la yaşadığı 'tarifeli uçak' tartışmasına ilişkin, "Sadece uçakları değil o garajlara koyduğu milyon dolarlık arabaları da satacağım" dedi. Kadıköy'de bir kilisenin üzerine çıkarak dans eden kişilere ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, "Provakatör olduğunu unutmayacağız. Birilerinin maşaları bunlar" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında konuştu. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaşadığı 'uçak' tartışmasına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "'Biz istikametini kaybetmiş avarakasnak gibi dolaşanlara bu memleketi teslim edemeyiz' dedi. Neymiş, uçakları satacakmışım. Yine söylüyorum, o uçakları satacağım. Garaja koyduğu milyon dolarlık arabaları da satacağım." dedi.

AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, şunları söylemişti:

"Neymiş, gelince uçakları satacakmış. Senden öncekiler de söyledi. Uçakları sattığın zaman devleti yönetmiş mi oluyorsun? Dünyayı dolaşacaksın. Ne ile? Tarifeli uçaklarla mı? Yok, trene binersin. Otobüslerle beraber seyahat edersin. Ondan sonra da ben muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacağım dersin. Hayırlısı olsun. Sen bu kafayla daha çok gidersin. Millet İttifakı'nın diğer üyeleri de bunlardan farklı değil zaten."

SURP TAKAVOR ERMENİ KİLİSESİ'NDE YAŞANANLAR

Kadıköy'deki Surp Takavor Kilisesi'nin giriş kapısının üzerindeki duvara çıkarak dans eden kişilere ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, "Kadıköy'de bir kilisenin üzerine çıkanların provakatör olduğunu unutmayacağız. Birilerinin maşaları bunlar. Önümüzdeki süreçte de bu tarz olaylar olabilir; hepimizin dikkatli olması lazım" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından satır başları şöyle:

"8 bin 372 Boşnak Avrupa'da katledildi. Onları unutturmamamız gerekiyor. Kadıköy'de bir kilisenin üzerine çıkanların provakatör olduğunu unutmayacağız. Birilerinin maşaları bunlar.

İnsanlar inançlarını Allah'a dualarını nerede yapıyorlarsa tertemiz bir ortamı sağlamak bizim görevimizdir. Bu konuda belediye başkanlarına verdiğim ilk talimat bulunduğunuz bölgede ne varsa insanlar ibadet ediyorlarsa orayı pırıl pırıl yapacaksınız. Önümüzdeki süreçte de bu tarz olaylar olabilir; hepimizin dikkatli olması lazım.

SOMALI MADENCİLER

Soma'da ellerinden alınan hakları almak için mücadele eden işçiler vardı. Haklarını arıyorlardı. Ankara'ya kadar geldiler ama sokulmadılar. Acaba bu Saray'ın adaletle bir ilgilisi var mı? 301 kişi hayatını kaybederken hani onların hakları teslim edilecekti. Ankara'ya sokulmadılar.

Bir süre sonra dönmek zorunda kaldılar. Madenci Ali Faik İnter ve Tahir Çetin trafik kazasında hayatını kaybettiler. Hak ararken hayatlarını kaybettiler. Gönül isterdi ki bu madenci arkadaşlarımıza öncelikle sendikalar sahip çıksın. Bir işçi hak istiyorsa üç konfederasyonunda orada, birlikte olmaları lazım. Bunu maalesef göremedik.

 

'TÜRKİYE İYİYE GİDİYOR DİYENLER...'

Türkiye nereye gidiyor? Profesyonelce anket yapan kurumlar var? Soruyorlar. İyiye doğru gidiyor diyenlerin oranı yüzde 16.9. Diğerleri iyiye gitmiyor diyor. Durum iyiye gidiyor diyenler devletten dolarla ihale alanlar, dolarla devlete borç verenler, büyük bankalarda dolarla hesabı olanlar, dolarla aylık alanlar, Saray'ın beslemeleri, 3-4 yerden maaş alanlar, uyuşturucu baronları .Böyle bir tabloyu Türkiye ilk kez yaşıyor.

Polisler 24 saat çalışıyor. Onların hakkı hukuku neden teslim edilmiyor? Vatandaşın can ve mal güvenliğini koruyan polise niye sahip çıkmıyorsunuz? Mayıs 2018'de Erdoğan söz verdi: 3600 Ek Gösterge'yi vereceğim diye. Bir insan sözünü tutmazsa yalancı denir. Hangi gerekçeyle kendisini böyle konumlandırıyor. Çünkü parası yok. Sözümdür: Söke söke 3600 Ek Gösterge'yi alacağız ve bu arkadaşlara vereceğiz.

Ben 1 Temmuz'da Samsun'a gitmiştim. Orada bir görevlendirme yapmıştık. Sinop milletvekilimiz Barış Karadeniz, bir grup arkadaşla birlikte Hopa'dan başlayarak bütün limanlar gezilecek demiştik ve geziliyor. Sorunları saptayacaklar. Ben Barış Karadeniz ve birlikte görev yaptığı arkadaşlara başarı dileklerimi iletiyorum. Karada da görev yapıyoruz. CHP tarihinde ilk kez bu kadar yoğun çalışıyor. Her sorunu raporlayacağız. Bunların yapamadığını yapıyoruz, yapacağız çünkü biz iktidar olacağız ve bütün sorunları çözeceğiz. Güven ve oyunu ver. O zaman Türkiye nasıl şaha kalkacak göreceksin.

Yaptığımız her konuşmada sorunlarını nasıl çözeceğimizi anlatıyoruz. Asla karamsarlığa kapılmayın, her sorunu çözeceğiz. Bize güvenin, kendinize güvenin. Emin olun Türkiye'nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur.

İki milletvekili arkadaşımız da Artvin Hopa'da tırların kilometrelerce beklediği yere gitti. Sürücü esnafının da sorunlarını en iyi saptayan parti biziz. Kamyoncu, taksici, taşımacılık yapan esnafımızın sorunu nedir diye belirledik. Bir tır şoförünün yaptığı açıklamayı okuyacağım, "Kafkas ülkelerine, Avrupa'dan gelip Türkiye üzerinden geçen yabancı plakalı bir tır transit geçiş yaparken yalnızca Türk tırları haftalarca sınırda bekliyor. Biz haftalardır burdayız. Bizim halimize bakın bir de yabancılara bakın. Temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz. Yabancı tırlar takır takır geçiyor. Biz büyük devletmişiz. Nerede büyük devlet? Şamar oğlanına döndük ama kimse bizim sesimiz olmuyor, sorunlarımızı çözmüyor." diyor. Bu saray ne yapıyor acaba? Saray ve beslemelerinin bundan haberi bile yoktur. Sevgili kardeşim senin sesin olmak benim görevimdir zaten, senin sorununu çözmek benim görevimdir zaten.

Çözümü var. Sandık gelecek, bu kadar şikayet ediyorsun. Gideceksin saraya sarayın aktörlerine ve beslemelerine ders vereceksin. Sorun çözülüyor mu çözülmüyor mu o zaman göreceksin. Dışarda efelenip dışarıda kedi kesilenler kim o zaman göreceksin.

Esnaf masamızda Niğde'deydi. Bir çiftçi, "Zam yapmasınlar. Biz destek falan istemiyoruz. Gübreyi, mazotu sabit tutsunlar. Hactan geldim 60 liraya gübreyi alıyorduk. Yüzde 50 indirdik dediler. Gübreyi 160 liraya çıkarmışlar da onun 10 lirasını indireceklermiş. Elim kırılsaydı da bunlara oy vermeseydim. O TRT'ye de haram zıkkım olsun, bizden aldığı vergiler ile yalan söylüyor." diyor.

'MEMLEKETİ 19 YILDA BU HALE GETİRDİLER'

19 yılda memleketi bu hale getirdiler. Sandığa gideceksin, oyunu vereceksin. 5 yıl sonra Türkiye'nin nereye geldiğini göreceksin. Haramilerin iktidarını nasıl indirdiğimizi göreceksin.

Beş bin kişilik söz verdiler. 19 yıldır sözü yerine getirmediler. Türkiye taş kömürünün 5 bin kişilik işçiye ihtiyacı var. Dışarda 10 milyon işsiz var ama kadro vermiyorlar. Niçin? "Yurt dışından kömür getiriyoruz, yurt dışındaki işçi kazansın" diyorlar. Zonguldaklı kardeşim, yer altında çalışan kardeşim sen hala sandığa gittiğinde AK Parti'ye oy veriyorsan şikayet etmeyeceksin, hakkını da aramayacaksın. Ama şikayetçiysen sandığa gidip dersini vereceksin. O zaman Zonguldak kurtulur, bu ülke şaha kalkar. Zonguldak emeklilerin kenti oldu. Bu ayıptan Zonguldaklılar kurtaracak.

'HAK İSTEMENİN MALİYETİNİN NE OLDUĞUNU GÖRÜYORSUNUZ DEĞİL Mİ?'

Geçen salı günü Adıyaman'da tütün üreticilerinden bahsetmiştik. Onlar da mücadele ediyorlar. Siz misiniz hak isteyen sabahın köründe evleri basıldı, talimatla. 16 işçiyi aldılar, gözaltında tuttular, mahkemeye çıkarttılar, 6'sını adli kontrol şartı ile serbest bıraktılar 10'unu da hapishaneye yolladılar. Adıyamanlı kardeşim, hak istemenin maliyetinin ne olduğunu görüyorsun değil mi? Açık ve net söylüyorum, bu kardeşine güveneceksin.

Ne diyor bunlar? Biz yerli ve milliyiz. Batsın sizin yerliliğiniz.

'BUNLAR GENÇLERLE NASIL KONUŞACAKLARINI BİLMİYOR'

Erdoğan gençlerle konuşuyor nereden geldiyse aklına. Gençleri hafife almayın, istismar etmeyin diyor. Hafifa alan sensin. Bunlar gençlerle nasıl konuşacaklarını nasıl şakalaşacaklarını da bilmiyor.

İşsizliğin en acı tarafı: Aile kurumunu derinden sarsıyor. Ailenin temeline dinamit koydunuz siz. Boşanma davalarına, uyuşturucuya, kumara bakın. Uyuşturucu senin genel merkezine kadar girdi. Şimdi kalkmış gençlerle ilgili ahkam kesiyor.

İki 15 Temmuz var. Halkın 15 Temmuz'unda direnen insanlar var. Saray'ın 15 Temmuz'unda OHAL ilan edip ense yapanlar var.

Erdoğan duysun sadece uçakları değil o garajlara koyduğu pahalı arabaların tamamını satacağız. Sen demek ki tutmuşsun. Ben söylersem gelir yaparım. Senin gibi devlet yönetmeden benim haberim yok. Vatandaştan alınan her kuruşun hesabı vermenin devlet görevi olduğunu bilirim. Saray beslemelerinin maaşını keseceğim. Milletin sırtına gelip kene gibi emecekler buna da devlet yönetimi diyecekler. Saray ve beslemelerinin tamamının işine son vereceğim. Bunları da bitireceğim Erdoğan duy. Gelecekler kene gibi milletin sırtına çöreklenecekler, milletin kanını emecekler batsın sizin devlet anlayışınız.

Harama israfa meydan okuyorum ben. Merkel de geziyor tarifeli uçaklarla. Kesin kıskanıyor, benim niye 15 uçağım yok diye... Allah bunlara akıl versin. Para ile itibar olmaz. Hele israfla itibar hiç olmaz. Öyle görüyorlar. İtibarın stratejik bir akıl olduğunun farkında bile değiller. Namuslu olduğun, harama el uzatmadığın zaman itibarın olur senin.

'Yerliyim ve milliyim' diyorlar. Siz ne yerli ne millisiniz, siz ahlaksızsınız. Sen devletin en büyük ihalelerini beşli çeteye teslim ettin. Rüşvet alanları, yolsuzluk yapanları, uyuşturucu baronlarını korudun, kolladın adaleti onlara teslim ettin. Ne yerlisiniz, ne millisiniz, siz ahlaksızsınız. Can verilir, baş verilir ama o toprak terk edilmez.

'KENDİ EGOSUNU YENEN BİR CUMHURBAŞKANI İSTİYORUZ'

Sordular bana nasıl bir cumhurbaşkanı 83 milyonu kucaklayan bir cumhurbaşkanı ayrımsız. Kendisini ve ailesinin yaşamıyla topluma örnek olan bir cumhurbaşkanı. Harcanan her kuruşun hesabını milletine evren bir cumhurbaşkanı. Eğer bir yerde bir sorun varsa soruna insanca eğilen, kaynakların sağlıklı kullanılıp kullanılmadığına bakan, saygın bir cumhurbaşkanı .Mal varlığı dolayısıyla tehdit edilmeyen onurlu ve dik duran bir cumhurbaşkanı .En önemlisi güç eline geçtiği zaman yozlaşmayan bir cumhurbaşkanı .Gücü parlamentoya rahatlıkla veren başbakana bütün yetkileri veren bir cumhurbaşkanı .Artık ben güçlendim istediğimi yaparım anlayışından uzak bir cumhurbaşkanı. Gücü akılcı kontrol eden bir cumhurbaşkanı. Kendi egosunu yenen bir cumhurbaşkanı İstediğimiz cumhurbaşkanı budur. Bütün vatandaşlarımdan istediğim sandığa gittiğiniz zaman elinizi vicdanınıza koyun. Eğer bu ülkede nüfusun yüzde 17'si işler iyiye gidiyor diyor diyorsa sakın umutsuzluğa kapılmayın. Taşı sıksa suyunu çıkaracak gençlerimiz var."